20 Ağustos 2011 Cumartesi

Doyumsuz Söyleşiler-1

GS’ın son yapmış olduğu açıklamalar ile ilgili uzman görüşü almak için 9 Eylül Üniversitesi Psikoloji-Sosyoloji ana bilim dalı hocası, “ReReReRaRaRa: Derin travmalar, öğretilmiş çaresizlik üzerine vurucu örnekler ile sosyolojik paylaşımlar” kitabı yazarı Prof Dr. Semra Antakyalı ile söyleştik.
DK: Hoş geldiniz Efendim..
SA: Kalıpsal girişlerden hoşlanmam,buyurun sorularınızı.

DK: GS’ın son açıklamasını nasıl yorumluyorsunuz.
SA: Büyük bir hayal kırıklığı sonucu ortaya çıkmış bir isyan diyebilirim !

DK: Neden büyük bir hayal kırıklığı ?
SA: Ezeli rekabet konusunda 1937’den beri rakibin gerisinde kalmak başlı başına sıkıntı ve özgüven yoksunluğudur…Ayrıca aynı kulvarda yarıştığınız rakibinizin 27 Ulusal şampiyonluğu varken siz 18’de kalmışsınız…Son 11 yıldır rakibinizi sahasında yenemiyorsunuz,defalarca öne geçip farkı üçe ikiye çıkarıp maçı kazanamıyorsunuz bunların tamamı sizi geride kalma, becerememe, yetersiz ve yeteneksiz olma kompleksi ve derin utanç duygusuyla yüzleştiriyor.“Acaba bu bir ezeli rekabet değil mi” sorusunu kendinize soruyorsunuz ve birden rakibinizin “küme düşme” ihtimali beliriyor. “Of Lan tamam şimdi oldu, 1 sene rahat olacağım, t…mı yayarak oturacağım” derken, olmuyor ! Onun için bu süreçteki isyanı,açıklamaları "tıbben" bakınca anlayabiliyorum…

DK: Ancak GS’ın UEFA kupası şampiyonu olduğunu biliyoruz. Güney Amerika’daki balıkçı ,Estonya’daki döküm boru imalatçısı, Fas’daki overlokçu bile GS’ın ismini biliyor ?
SA:İşte travmanın sebeplerinden biri de bu.Rakibiniz Sigma’dan 7 yiyor ,3 gün sonra gelip yine sizi yeniyor…UEFA kupasını aldığınız sene pota asalım diyorsunuz,Johnson’un frikiği asıyor, 90a asıyor hem de …IFFHS’de lider oluyorsunuz 6 tane yiyorsunuz…Yani kalplerde yıldız gönüllerde ay olmuşsunuz ama nafile.Ne yapsam boşuna veya ne kadar sallarsan salla donuna düşer son damla durumu var…Ayrıca konu futbolla sınırla da değil.

DK: Konuyu açar mısınız lütfen ?
SA: Rakibiniz Fenerbahçe 5 büyük branşta şampiyon oluyor.Hem de ikisinde finali sizle oynayarak. Rakibiniz 5 branşta 5 şampiyonluk alırken siz son 5 sezonda 5 kere galip gelemiyorsunuz…Derin bir yaradır bu, pansumanla , üfleyerek düzelmez.

DK: Bu konuşmadan çıkardığımız ,GS taraftarının genel bir ezilmişliği , "bu sene o sene mi?" heyecanı sonucu kanıksanan,gelenekselleşen hayal kırıklığı var.Bu travma hayatın hangi alanlarında var ?
SA: Efendim GS taraftarı olan hastalarımız Muazze Abacı’dan “Umurumda değil” çalarsa radyoyu kapatıyor, Haluk Levent'i dinleyemiyor ,komşusundaki mor menekşe’yi yoluyor , Binnaz olan ismini mahkeme kararıyla Pelinsu’ya çeviriyor…Tuncay,Serhat,Ceyhun,Ümit,Semih,Selçuk ,Gökhan,Volkan isimli  şahıslarla dostluk kuramıyor…Dünya kupasında Brezilya’nın rakibini tutuyor….Oğluna Emre adını vermişken değiştirip Sabri yapıyor…6lı oynayamıyor,6lı paketle bira-yumurta alamıyor...Fenerbahçe semtine giderken "Kalamış'a gidiyorum" diyor...Olay sadece maç skorlarıyla ilişkili ,sınırlı değil.

DK: Peki bu süreçte BJK ve Trabzon’un GS’a desteğini nasıl yorumlarsınız ?
SA: Ezilmiş halkların bir araya gelmesi açısından olumlu buluyorum.

DK: Son olarak bu rekabet için geleceğe nasıl bakıyorsunuz ?
SA: Böyle gelmiş böyle gider demekten başka bir bakış açısını akademik olarak sağlıklı bulamıyorum.
DK: Bize değerli vaktinizi ayırdınız,tüm okuyucular adına teşekkür ederiz.İlerleyen zamanda yine beraber olacağız .
SA: Görevimiz…

1 yorum: